Logo
Bozkurt mahir
"DİYARI RUM"DA YOKTUNUZ!

Milli Eğitim Eski Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'in, bugünlerde bilinmeyen bir nedenle akademisyen ve siyasi kimliğini kullanarak bazı hassasiyet gerektiren mevzuları anlatırken tarihi saptırdığını ve pek dikkatli bir dil kullanmadığını görüyoruz.

"Türkler geldiğinde Kürtler burada vardı" diyor. PKK ağzıyla konuştuğunun farkında mı değil mi bilinmez ama tarih onu ve PKK'lıları bu konuda doğrulamıyor. Türkler milattan önce 7. yüzyılda Kimmerler, iskitler adıyla gelmişler ve sonra da başka adlarla Anadolu'ya zaman zaman akınlar düzenlemenin sonucu olarak kimi Türk boyları kalıcı olmuş, kimi Türk boyları da farklı coğrafyalara giderek kendilerine yurtluk aramıştır. Bu kalıcı olanların bir bölümü Bizanslıların zamanında Balkanlardan gelip Anadolu'ya yerleşen Ortadoks Peçenekler, Kıpçaklar ve Oğuzlar olduğu tarihi kayıtlarda mevcuttur. Türkler çeşitli kavim ve kabile adlarıyla Anadolu'ya akınlar düzenlerken, burada yaşayan milletlerin içinde her nedense Kürtlere hiç rastlamamışlardır.
1070'lı yıllarda Anadolu kapılarını zorlayan Türklerin karşısına geçen Bizans, Anadolu'da müslümanlara yaşam hakkı tanımıyordu. Burada Gürcüler, Ermeniler, Süryaniler, Karamanlı Hristiyan Türkler ve Bizsanlılar yaşıyordu. Ortada Kürt diye bir kavim yoktu. Olsa da Hakkari'nin alt kesimlerinde Irak bölgesinde vardı. Onlar da baskı ve zulümden dolayı ağaç kovuklarında, dağ başlarında, yaylalarda, ormalarda, görünmeyen ve bilinmeyen yerlerde yaşıyorlardı. Varlıklarıyla yoklukları belli değildi. Sebebi ise Anadolu'nun Hristiyanların elinde olması ve bölge müslümanlarının ağır baskı altında kalmasıydı. Buraya müslümanlar "Diyarı Rum" diyorlardı. Sonra Türkler geldi, burasını Anadolu yaptı. Ardından yabancı milletler söz konusu bölgeyi Türkiye diye adlandırdılar. Acaba neden Türklerden önce Anadolu'ya Bizans ve sonra da "Diyarı Rum" dediler? Buna verilecek cevap niçin yoktur? Türkler bu bölgeye geldikten ve yerleştikten sonra neden "Türkiye" dediler de "Kürdiye" demediler? Aynı şekilde buraya "Ermeniye" veya "Gürciye" neden demediler? Demekki Türkler buraya gelir gelmez hem egemenliklerini genişlettiler hem de varlıklarını etkili bir şekilde kabul ettirdiler. Bundan dolayı ecnebiler, "Diyarı Rum'a" Türklerin yaşadığı yer manasına gelen "Türkiye" dediler. Türkler de Cumhuriyet kurulunca bu ismi seve seve kabullenip kurdukları devletin adını "Türkiye" koydular.

Türkler Anadolu'yu veya Türkiye'yi vatanlaştırdıktan sonra başı dara düşen, zor durumda kalan tüm toplumları bağrına basmakta çekinmedi. Buraya her milletten insan gelip yerleşmiştir. Türkler her etnik unsura bağrını açmış ve gelen, göç eden herkesi kucaklamıştır. Çerkezler, Araplar, Kürtler, Pomaklar, Boşnaklar ve benzerleri bu şekilde gelip Türklerle koyun koyuna yaşamışlardır. Bu gelip yerleşen etnik unsurların içinde sadece PKK'lılar toprak ve devlet talebinde bulundular. Eğer vermezseniz "Vahşi yollara baş vuracağız, askerlerinizi, öğretmenlerinizi, çoluğunuzu çocuğunuzu öldüreceğiz" dediler. Türkler de bu sözlere karşılık direnme ve savunma yollarını seçti.

Nitekim tam 40 senedir mehmetçiğimize kurşun sıkıyorlar. İnsanlarımızı öldürüp katliamlar yapıyorlar!
Kucağımızı açtığımız, misafir edip yerleşmelerine imkan tanıdığımız ve her türlü olanakları önlerine serdiğimiz ve içimizden biri olarak gördüğümüz bu etnik yapının PKK'lı kısmı, Türklere ihanet etti. Vefasızlık yaptılar. Brütüs oldular. Nankörlük ettiler! "Besle kargayı oysun gözünü" özdeyişini kendilerine düstur edindiler!

Rumların, Ermenilerin ve Bizanslıların zulmünden kurtarılan bu toplum, Türklerin koruması altında beslenip semizlendikten asırlar
sonra, toprak ve özerklik talebinde bulundular!

Şimdi Sayın Hüseyin Çelik'e soruyorum. PKK'lıların iddia ettikleri ve sizin de onayladığınız gibi Kürtler, Türkiye'nin hangi bölge
sinde mevcudiyetlerini koruyordu ki, böyle bir yargıya varıyorsunuz? Irak tarafından getirilip Safevi Devleti ile Osmanlı Devleti arasında bir tampon bölge oluşturmak maksatıyla yerleştirilen Kürt aşiretlerinin Doğuanadolu'daki devlet destekli varlıkları bile buradaki Türk çoğunluğunu ikinci plana atamamıştır. Çünkü bu bölgede kurulan irili ufaklı Türk devletleri buna en büyük delildir. Akkoyunlular, Karakoyunlular, Artuklular, Danişmentliler, Ahlatlılar ve daha nice güçlü beylikler, Türk varlığının bölgede nüfus yoğunluğuyla birlikte etkinliğinin tezahürüdür.

Sultan Alparslan'ın Bizans'ı dize getirdiği Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun mahiyetinde ve tebasında bulunan bölge müslümanlarının savaşa katkısı doğrudur ama Bizans ordusundan ayrılıp Türk ordusuna katılan Hristiyan Türklerin de büyük katkısını unutmamak lazımdır.

Tarihi saptırmakla, kamufle etmekle, yalan -yanlış şeyler ekleyip buradan bir sonuç çıkarmakla bir yere varamayız!

FAHRETTİN MASUM BUDAK
1 gün önce

Henüz Yanıt Yok

Görünüşe göre bu yayının henüz herhangi bir yorumu yok. Bu yayına Bozkurt mahir tarafından yanıt vermek için, alttaki üzerine tıklayın