Erzak götüren helikopterin tarandığı söylendi. Özel Harekat Taburu olarak Teke Tepe Mevkii’ne gittik.
Arama tarama yaptık. Bir tona yakın patlayıcı madde bulduk. Büyük bidonlar içerisinde kablo düzenekleri çekilmişti. Yerin altına giriyordu. Tabur komutanımıza haber verdik, “Hemen çıkın oradan!” dedi, bölgeden uzaklaştık. Baktık, birkaç yeri ateşe vermişler, bir de çay demlemişler. Bir çaydanlık gördük. Üstü yok. Ama altı yanıyor. Komutanımız, “Dikkatli bir şekilde kapağını kaldırın, çayın demi çökmüş mü, çökmemiş mi söyleyin” dedi. Baktık, daha çökmemişti. Dedi ki, “Temas muhtemel! En yakın hakim tepeyi alın!”
“Komutanım patika var. Üstünden mi, altından mı geçelim?” dedik. “Kesinlikle üstünden!” dedi. O sırada Osmaniyeli bir uzman çavuş vardı, mayına bastı, iki bacağı kasıklarından koptu. Helikopter çağırdık. Acil müdahalesini yapıp, gönderdik.
Sonra Tugay Komutanımız geldi, olanları anlattık. O sırada öncülerimizden biri, dere yatağı tarafında bir iki kişiyi gördüğünü söyledi. Harekete geçtik. Tam o sırada, sanki vücuduma elektrik verilir gibi oldu. Bütün bedenim sallandı, havaya uçtum ve düştüm.
Baktım sırt çantam hâlâ sırtımda ama silahım yok. Sol koluma baktım, yok. Sağ kolum kasığımdan sarkıyor, sağ kulağım var ama sadece kemikleri duruyor, et plastik gibi erimiş, et yok. Bacağıma eğildim yok, kopmuş, dizim de yok. Arkadakiler bir şey bulduklarında yukarı fırlatıyorlardı. Biri fırlattı, baktım bir bacak. Ayakkabısına baktım, botumla beraber duruyordu.
Ama nedense ağzımdan çıkan laf, “Tüfeğim yok, tüfeğimi bulun!” oldu. Tabur komutanı dedi ki, “Oğlum tüfek önemli değil artık! Buluruz onu…” Üzerimde dört şarjör, tüfeğim ve iki el bombası vardı. Biri duruyordu, biri yoktu, dört şarjör de erimişti.
Altı kere kelimeyi şehadet getirdim. Çünkü üç atar damarım kopmuştu. Kanın yedi dakikada boşalması ve benim şehit olmam lazımdı. Ölmeyi bekliyordum. Ama ölmedim. Sonra öğrendim ki, mayın 3000 kilovat ısıyla yakmış damarlarımı. Yani denk geldiği yerleri kopartırken, pişirmiş ve yapıştırmış. O yüzden de kan boşalımı olmamış. Bu sayede hayatta kalmışım.”
Gazi Uzman Çavuş Yılmaz Yiğit 🇹🇷
Arama tarama yaptık. Bir tona yakın patlayıcı madde bulduk. Büyük bidonlar içerisinde kablo düzenekleri çekilmişti. Yerin altına giriyordu. Tabur komutanımıza haber verdik, “Hemen çıkın oradan!” dedi, bölgeden uzaklaştık. Baktık, birkaç yeri ateşe vermişler, bir de çay demlemişler. Bir çaydanlık gördük. Üstü yok. Ama altı yanıyor. Komutanımız, “Dikkatli bir şekilde kapağını kaldırın, çayın demi çökmüş mü, çökmemiş mi söyleyin” dedi. Baktık, daha çökmemişti. Dedi ki, “Temas muhtemel! En yakın hakim tepeyi alın!”
“Komutanım patika var. Üstünden mi, altından mı geçelim?” dedik. “Kesinlikle üstünden!” dedi. O sırada Osmaniyeli bir uzman çavuş vardı, mayına bastı, iki bacağı kasıklarından koptu. Helikopter çağırdık. Acil müdahalesini yapıp, gönderdik.
Sonra Tugay Komutanımız geldi, olanları anlattık. O sırada öncülerimizden biri, dere yatağı tarafında bir iki kişiyi gördüğünü söyledi. Harekete geçtik. Tam o sırada, sanki vücuduma elektrik verilir gibi oldu. Bütün bedenim sallandı, havaya uçtum ve düştüm.
Baktım sırt çantam hâlâ sırtımda ama silahım yok. Sol koluma baktım, yok. Sağ kolum kasığımdan sarkıyor, sağ kulağım var ama sadece kemikleri duruyor, et plastik gibi erimiş, et yok. Bacağıma eğildim yok, kopmuş, dizim de yok. Arkadakiler bir şey bulduklarında yukarı fırlatıyorlardı. Biri fırlattı, baktım bir bacak. Ayakkabısına baktım, botumla beraber duruyordu.
Ama nedense ağzımdan çıkan laf, “Tüfeğim yok, tüfeğimi bulun!” oldu. Tabur komutanı dedi ki, “Oğlum tüfek önemli değil artık! Buluruz onu…” Üzerimde dört şarjör, tüfeğim ve iki el bombası vardı. Biri duruyordu, biri yoktu, dört şarjör de erimişti.
Altı kere kelimeyi şehadet getirdim. Çünkü üç atar damarım kopmuştu. Kanın yedi dakikada boşalması ve benim şehit olmam lazımdı. Ölmeyi bekliyordum. Ama ölmedim. Sonra öğrendim ki, mayın 3000 kilovat ısıyla yakmış damarlarımı. Yani denk geldiği yerleri kopartırken, pişirmiş ve yapıştırmış. O yüzden de kan boşalımı olmamış. Bu sayede hayatta kalmışım.”
Gazi Uzman Çavuş Yılmaz Yiğit 🇹🇷
1 gün önce