Logo
Bozkurt mahir
4 gün önce
YAHUDİ İBNİ SEBE'NİN YOLUNDA BİR HAŞHAŞİ, HASAN SABBAH'IN ÖLÜMÜ,

12 HAZİRAN 1124

Hasan sabbah Harâmlara helâl diyerek, çok kimseleri yoldan çıkardı.
Alamut kalesi ve civârı bunun taraftarları ile doldu.

Ehl-i sünnete yezîdî diyorlardı. Bir yezîdî öldürmek,
On kâfiri öldürmekden dahâ sevâbdır diyordu.

Ama kendisi, Eşkıyalık yaparak gırtlağına kadar haramzade işlerle uğraşıyordu.

Bunun için, hâcıları, hâkimleri, âlimleri, askerleri hançer saplayıp öldürürlerdi.

Bunlara, (Bâtınıyye) veyâ (İsmâ’îliyye) de denir. Kâfir ve azgın kimselerdi.

Müritlerine cenneti vadediyor ve cennetteki mutluluğu dünyada
Hissetmeleri için onlara esrar, afyon veya haşhaş içiriyordu.

Bu şekilde, emirleri koşulsuz yerine getiren birer fedai (terörist) hâline geliyorlardı.

Farsça "Haşhaşin" süikastçı demektir.

1400 yıl öncede bu böyleydi İslam güneşi doğup
Her yere yayılınca, kâfirlerin ve müşriklerin
Kalbleri yanıp tutuştu.
Kur’an-ı kerimde lanetlenen Yahudiler, İran Mecusileri,
Hindular ile İslam’a hile ve tuzak hazırlamaya başladılar.
Fitne çıkardılar kan dökülmesine sebep oldular.

İslamiyet’e ilk fitneyi de Yahudiler soktu.
Müslüman gözüken,
Kâfirliğini gizleyenlerin başında Yahudi Abdullah bin Sebe geliyordu.

Yahudiler, Hazret-i Osman’ın hilafeti zamanında Medine’ye gelip,
Hazret-i Ali’yi de kendilerine kalkan ederek Onun taraftarı, dostu gibi göründüler.

Müslümanların, Resulullahın halifesi, damadı Hazret-i Osman’a karşı
Ceşitli yalan ve iftiralar uydurarak ayaklanmalarını teşviklediler.

İslam inancına ters fikirler yaymaya başladılar. Kendilerine (Ali şiası)
Yani Ali taraftarları adını vererek, İslamı içerden yıkmaya çalışıyorlar, Bugün kü Şia'cılık Batınicilik,
İsmailicilik, Hüseyincilik hepsi bu planın bir parçasıdır.

Asla islam değildir, Ama hakiki İslam yani Ehl-i sünnet,
ALLAH'ın (c.c) izni ve yardımı ile çığ gibi her tarafa yayıldı.

Haşhaşîlik, Şiî/İsmailî bir inancı içinde barındırdığı,
İslam ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı için,
Büyük Selçuklu Devleti bu inanç ve düşüncenin karşısında mücadele etmiştir.

Nizâmü’l-Mülk de Şiî/Bâtınîlik hareketinin ileride
Selçuklular için büyük tehlike oluşturabileceğini düşünerek
Sünnîliği korumak için, sadece silahlı değil ilmî ve fikrî mücadelenin de
Gerekliliğini ortaya koymuş, şart görmüştür.

Sultan Alp Arslan’ın desteği ve yardımlarıyla onun devrinde,
Ve daha sonra Sultan Melikşah zamanında başta Bağdad olmak üzere,
Irâk-ı Arab, Irâk-ı Acem, Horasan, Mâverâünnehr,
Suriye ve Anadolu’nun çeşitli şehirlerinde “Nizâmiye Medreseleri”
Tesis ettirerek ilmi medeniyet çığırı başlatmıştır.

Hasan Sabbâh, 35 sene çok kimselerin dinlerine ve canlarına kıydı.

Sonra reîs olan torunu Ahund Hasan hepsinden dahâ alçak zındıkdı.

Müslimânları aldatmak için, kendisine (Alevî) adını takan bu hâindir.

Hazret-i Alînin şehîd edilmiş olduğu Ramazânın onyedisinde,
Bir meydânda minbere çıkıp, (Beni Alî gönderdi. Ben bütün müslimânların imâmıyım. İslâmiyyetin aslı, faslı yokdur.

İş kalbdedir, Kalbi temiz olana günâh zarar vermez.
Herşeyi halâl etdim. Keyfinize bakınız!) dedi.

Kadın erkek, karma karışık şarap içdiler. O günü yıl başlangıcı yapdılar.
Bu zındık sonra kaynı tarafından öldürüldü.

Torunu, Celâleddîn Hasan, bu bozuk yolu bırakdı.
Ehl-i sünnet mezhebine girdiğini halîfeye bildirdi.
Hasan bin Sabbâhın yazdığı zındıklık kitâblarını toplayıp yakdırdı.

Yerine geçen oğlu Ahund Alâeddîn Muhammed,
İsmâîliyye devletinin yedinci hükümdârı olup, dedelerinin bozuk yolunu tutdu.
Harâmları helâl yapdı.
Oğlu Ahund Rükneddîn de bu habîsi yatağında öldürtdü.

Babasının hapsetdiği şî’î âlimlerinden Nasîreddîn-i Tûsîyi vezîr yapdı.

Fakat Hülâgünün kardeşi, Mâverâünnehrde, bunu idâm etdi.
Moğol Hülâgü, İsmâîlî mülhidlerini kılıçdan geçirdi.

Alamut kale'si 1256 yılında, Bağdatı İşgal eden Hülâgû komutasındaki
Moğol ordusu tarafından Haşhaşiler'e açılan savaşta
Kalede bulunan neredeyse tüm Haşhaşiler öldürülmüştür.
Kale tahrip edilerek, kütüphanesi yakılmıştır.
Bozkurt mahir
1 ay önce
• YANİ DİYOR Kİ;
* SİZ VERGİ VERİN,
* SİZ AÇLIK SINIRININ ALTINDA MAAŞ ALIN,
* PORSİYONLARINIZI KÜÇÜLTÜN,
* ÇOCUKLARLA MARKETE GİTMEYİN.
* BİZ SARAYLARDA "Ş.İ.İ.R" GİBİ YAŞAYALIM,
* OSMANLI'NIN LÂLE DEVRİ'NDEKİ GİBİ DIŞARDAN YÜKSEK FAİZLE BORÇ ALIP İTİBADAN TASARRUF OLMAZ DİYEREK CAKA SATALIM,
* YANDAŞ YAREN, EŞ DOST-AKRABA, AİLE EFRADI, GİZLİ YABANCI ORTAKLAR LÜKS İÇİNDE YAŞARKEN FAKİR FUKARA GARİP GURABA FİTREYE MUHTAÇ KILINAN EMEKLİ
N'OLURSA OLSUN,
KISACASI SİZLER ÜRETİN, KAZANIN, VERİN, BİZ YİYELİM.
SİZ ŞÜKREDİN, SİZLER FAKİR KALIN Kİ; 500 YIL ÖNCE CENNET'E GİDİN VE PEYGAMBERE KOMŞU OLUN !!!
Alıntı
**************
• Biz SIZE YETEMEYİZ !!!
- Hobaraa diye memlekete doldurdukları beş milyon Suriyeli'ye şimdilik kaç para harcadılar? 52 milyar dolar harcadılar.
- Filistin'e yaptıkları yardım iki milyar doları geçti.
- Sudan'a 750 Milyon Dolar bağışladılar.
- Somali'ye 750 Milyon Dolar verdiler.
- Afganistan'a 650 Milyon Dolar ödediler.
- Libya'ya gönüllerinden Yarım Milyar Dolar koptu.
- Şeriatçı Mursi'nin cumhurbaşkanı olması şerefine Mısır'daki müslüman kardeşler'e tiko para ne gönderdiler? İki milyar dolarcık gönderdiler.
- Afrika'ya verdikleri para Yedi Milyar Doları aştı…
- Komor'a stadyum yaptılar.
- Tanzanya'ya, Burkina Faso'ya su kuyuları açtılar.
- Zimbabwe'ye pazar yeri inşa ettiler.
- Gana'ya Togo'ya Uganda'ya kırtasiye malzemesi gönderdiler.
- Moritanya'ya ahır kurdular.
- Mozambik'e inek dağıttılar.
- Gambiya'ya dökümhane kurdular.
- Kongo'ya okul yaptılar.
- Eritre'ye, Lesoto'ya üniforma hediye ettiler.
- Kamerun'a deterjan verdiler.
- Cibuti'ye ambulans verdiler.
- Somali'ye, Mali'ye Tunus'a, Mısır'a çöp kamyonları verdiler, çöp kamyonlarını teslim töreninde konuşan şehircilik bakanımız “bu çöp kamyonları kardeşliğimizi pekiştirecek” dedi.
- Sierra Leone'ye vidanjör verdiler.
- Arakan'a 50 milyon dolar gönderdiler.
- Yemen'e 50 milyon dolar gönderdiler.
- Lübnan'a 50 milyon dolar gönderdiler.
Bizzat asrın liderimiz anlattı…
- “Barzani kendi memurunun maaşını ödeyemiyordu, bana geldi, iki milyar dolar verdim” dedi.
- Pakistan'da köylülere keçi dağıttılar.i
- Yemen'e un verdiler.
- Okyanusya ülkesi Palau'ya VIP minibüs hediye ettiler.
- Karayip Denizi'ndeki Antigua'ya bilgisayar hibe ettiler.
- Büyük Okyanus'ta sadece dokuz mercan adacığından oluşan ve nüfusu sadece 12 bin kişi olan Tuvalu'ya “size ne verelim?” diye sordular, “bizim çocuklar futbol seviyor, nizami futbol topumuz yok” cevabı gelince, futbol topu ve pompa gönderdiler.
(Bu kadar da olmaz diyenler, lütfen internete girsin, tek tek bu haberleri okusun.)
- Teee ABD'nin Oregon eyaletinde yaşayan Kızılderililere 200 bin dolar hibe ettiler iyi mi…
- Washington'a direkt uçuş başlatan Türk Hava Yolları'nın ilk seferinde Apaçi, Novajo, Cheyenne ve Mohikan kabilelerinden 17 şefi, İstanbul'a getirdiler, yedirip içirip, gezdirdiler.
- 98 ülkede 100 bin kişiye ramazan kolisi verdiler.
- Kenya'da, Bangladeş'te, Çad'ta, Nijer'de Somali'de, Sudan'da, Yemen'de 300 bin kişiye iftar verdiler.
- Son sekiz yılda 175 ülkeye para dağıttılar.
Elaleme para saçma konusunda dünyanın en zengin ülkelerine tur bindirdiler, dünyadaki bütün yardımların üçte birini tek başına Türkiye'ye yaptırdılar.
ABD'den iki milyar dolar fazla yardım yaptılar, İngiltere'den altı milyar dolar fazla yardım yaptılar, Japonya'dan yedi milyar dolar fazla yardım yaptılar.
Böylece, Küresel Yardım Raporu'na göre “dünyanın en cömert hükümeti” ilan edildiler!
- 170 milyon dolar harcadılar, Rusya'ya cami yaptılar, kubbesini altın varaklarla kapladılar.
100 milyon dolar harcadılar, ABD'ye cami yaptılar.
- 30 milyon dolar harcadılar, İngiltere'ye, Avrupa'nın ilk çevre dostu camisini yaptılar.
35 milyon dolar harcadılar, Kırgızistan'a 50 bin metrekare, Orta Asya'nın en büyük camisini yaptılar.
- Karada yer kalmamış gibi, denizi doldurdular, Cibuti'ye cami yaptılar.
- Haiti'ye cami yaptılar.
- Filipinler'e cami yaptılar.
- Somali'ye Mali'ye cami yaptılar.
- Teee elalemin ülkelerine toplam yarım milyar dolarlık cami diktiler.
- Tayland'ta Etiyopya'da türbe yaptılar.
- Şu anda Sudan'da Sevakin adası'nı komple inşa ediyorlar, mühendisler, mimarlar, haritacılar, şehir planlamacıları gönderdiler, 100 milyon dolar döküyorlar.
(Bu arada… Kendileri bi lokma bi hırka yaşıyorlar.
* “İtibardan tasarruf olmaz” dediler,
- Buckhingham Sarayı'nın dört misli büyüklüğünde 1.150 küsur odalı saray yaptılar.
- Beş tane makam uçağı aldılar, en son alınan uçaktan Trump'ta bile yok.
- Vahdettin Köşkü'nü, Dolmabahçe Sarayı'nı, Beylerbeyi Sarayı'nı, Huber Köşkü'nü, Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü'nü, Beykoz Kasrı'nı, Savarona'yı Abdülaziz'in altın varaklı padişah koltuğunu kullanıyorlar, Marmaris'e ve Ahlat'a saray yaptırıyorlar..
- Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie içip, starex meyvesi eşliğinde aloevera'yla zencefilli somon suşi yiyorlar.)
Asrın liderimiz geçen seneki Kurban Bayramı'nda bağışını diyanet'e yaptı, asrın liderimizin bağışladığı kurban Afrika'da Togo'da kesildi.
Daha önceki kurban bayramlarında Kızılay'a bağış yapmıştı, kurbanları Moritanya, Çad, Etiyopya'da kesilmişti.
- Kuzey Irak'a 30 bin maske hibe ettiler.
- İran'a bin test kiti, 4 bin tulum, 20 bin önlük, 2 bin gözlük, 4 bin N95 maske, 78 bin maske hibe ettiler.
Bizzat sağlık bakanımız gururla anlattı, ABD'ye 500 bin test kiti verdiler.
* “Biz bize yeteriz” dedikleri, işte bu.
E haliyle “size” yetebilmeleri mümkün değil tabii...
Kefen parasını yedikleri milleti, ceset torbasıyla gömüp, üste para istemeleri sürpriz değil yani
!
Sözcü Gazetesi
Yılmaz ÖZDİL
Bozkurt mahir
1 ay önce
TÜRKÇE'DE UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ KELİMELER
Anadolu'nun taşını toprağını vatan yapan,yuva yapan Anadolu kadınından işte o kelimelerle kurulmuş harika cümleler

"Ak benizli" bir kadındı.
"Yakağan" sineği çok olduğundan "cibindirik"te yatardı.
"Er yatar, er kalkardı."
"Daha üstüne gün doğmamıştı."
Ramazanda "er ekmeğini" yedi mi yatmazdı.
Sümerbank bezinden diktiği "dolama"sını giyer, sabahın serinliğinde "delme"sini sırtından eksik etmezdi,İçinde "göynek" olurdu. "Ak yağlığını" "yağlanır", gök "çekisini" alnına çekerdi.

Bir yere giderken "bürgü"sünü bürünürdü. Delinen örgü çorabını "gözerdi".
Naylon ayakkabıları "yoraklıydı". Bir de "şibidik"i vardı. "Örtme"deki kuzuları salar, koşuştuklarını görünce "çenikmişler bunlar" diye severdi. "Kuzuluğun kapısalığını" sağlam bağlardı; yoksa kuzular anaları dağdan gelince emişirler, buğdaylığa dalarlarsa "tenelerlerdi". İneğini "nahıra" sürerdi.

Yaz günü inekleri "gövelek" tutardı. Buzağısının "örmesi" kendi ellerinin ürünüydü. Dere kenarında "yün yur, çul tokuçlardı." Yunak"ta çocuklarını çimdirir, yunak taşında "sırtlarını" "sırkıtırdı". Evlatları iyiyse dirlik bulurdu, kötüyse "dirliği dışlığı kalmazdı".
Çocuklarını ağlatmazdı, "uğundurmazdı"
Kötü haberlerini alsa "yayan yapıldak" yollara düşerdi. Anasını anımsadıkça "ağıt yakar ağlardı."

Köyde biri ölse "ölgü" evine giderdi. Yüklükte kefen bezinin yanında "sümük sargılığı", onların üstünde yatakları olurdu. Odayı havalandırmak için kapıyı "govşaltır", pencerenin bir "çenedini" "kıynatırdı" (gıynatırdı). "Gurk tavuğu gurka yatar", "cibi" çıkarırdı. Akşam "pinnik"e tünerlerdi.

Zaman olur "ölet" gelir tavukları kırılırdı. "Gene dama "ötüğünler" konan "guggulumavık"ın uğursuzluğu bu" derdi. Duvara gök boncuk asardı, "göz değmezdi". Cesura "karagözlü", korkağa "akgözlü", durmadan şaşırana "gökgözlü" derdi. Ona göre insanlar durumlarına göre gözlerini karartır, ağartır, göğertirdi. Ona göre, gözler kararır, ağarır ve göğerirdi. Çok renkliye "ala", desensize "yoz", açık toprak rengine "boz" derdi.

Halı ve kilim için "çezgi çezerdi". Çezgisi "yönet" olurdu. Kirmen ile yün eğirir, ip "koşardı". İplerini kazanlarda kaynatıp kendi boyardı. Saçları hep bağlı iki tane "belik" olurdu. Kışın atkı atılır, ele elcek geçirilirdi. Üşüdü mü "boynu, çiyni, döşü" ağrır, "böğrü"ne sancı girerdi.

Göbeği düşenin göbeğini kaldırır, kuyruğu batanın kuyruğunu doğrulturdu. Teyzesinden el almıştı. Göçebe olmayan herkese Köylü derdi, çünkü kendisi Yörüktü. Ağırın karşıtı "yeyni", yakının karşıtı "ırak", kalının karşıtı "yuka (yufka)" idi. Ağırbaşlı olmayan "yeynicek" idi. Yeni ev kurana "yeni yaka" denirdi. Renk değiştiren giysi "göynürdü". Sevdiği akıllı oğlan çocuğa "lök", güçlü toparlak çocuğa "tosun", "toklu", zayıf kıza "çebiç", güzel kıza "beserek", "celfin" ve "şişek" derdi.Yaramazlar, hareketliler "yılkı" idi.

Ayrana "çalkama", "çalkamaç", cacığa "çintme", kompostoya "sulamaç" derdi. Yemek "haranı"da pişer, "çanak"ta yenirdi. "Ölemeç (övelemeç), bulamaç, ovmaç (oğmaç)" pişirir, ayrana "yufka ekmek" doğrar "doğramaç" olurdu. "Kaçamak" yemeğini, toğga çorbasını iyi yapardı. Süt "taşırır", "ağız döndürür", ayran yayar, peynir basardı. Bazen "dolaz" yapardı. Bulgurdan taş "ürtlerdi". "Vergili" kıza düğür gidilmez derdi.

Düğün için gönderilen çağrıya "okuntu" der, düğün evine "okuntuluk" götürürdü. Okuma yazmaya "oku" derdi. Kendisinin ise "okusu yoktu". Kocası "yörev" bir adamdı, "yörev yörev" konuşurdu, kızdı mı gözleri "pertlerdi". Kendisi kimseye "çelermezdi", yüzünü "çelertmezdi". Yaşamında çok "ezgiler çekmişti". "İki çift laf etmeyi severdi", ama "kovu"dan hoşlanmazdı. "İlenmeyi" sevmezdi ama bazen de ilenirdi; en kötü "ilenci" "odun ocağın sönsün", "ciğerinin sapından bul" olurdu.

Çerçiden "arpayına, buğdayına barabara "kırıntı" alırdı". Fazla para aldığını düşünürse "üttü beni çerçi" derdi. Çerci de ütücü çerçi olurdu. Balta duvarın "kırağında" durur, keser "yamacına" konurdu.Yerleri belli olurdu, dolay dolay aramak zorunda kalmazdı. Orak ile arpa "orardı". "Aşanesinde" un çuvalları, en başında yük çuvalı olurdu. Yük çuvalında "deve boncuğu" işliydi. Hamur yoğurur, "ekmek atardı". "İtesi" dokuma kilimdi. Ekmeğini kocası çevirirdi. Ekmekleri üst üste yığar, ekmek yapma işi bitince ekmekleri teklerlerdi..."

(alıntıdır) görsel:Remzi Taşpınar
Bozkurt mahir
2 ay önce
🏵️HİNDİSTÂN'DA GEÇMİŞ TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ
(Prof. Dr. Ramazan Ayvallı
ramazan.ayvalli@tg.com.tr-29 Nisan 2025)
✅TÜRK-İSLAM DEVLETLERİ
▶️1- Âdilşâhlar (Bicapur Devleti)
Hindistân’da Bicapur Devleti hükümdârlık âilesidir. Hânedânın ve devletin kurucusu olan Yûsuf Âdil, Behmenîlerin hâssa askerlerinden idi. ☑️İkinci Muhammed Şâhın takdîrini kazanarak yükseldi. Muhammed Şâhın vefâtından sonra, taht kavgalarından faydalanarak Bicapur’un idâresini eline geçirdi. Âilesiyle Bicapur’a gidip, 1490 (H. 896) senesinde Şâh unvânını aldı ve bağımsızlığını ilân etti...
☑️1504 senesinde Yûsuf Âdilşâh, Şîîliği, devletinin siyâsetine esâs olarak kabûl edince, ülkede ayaklanmalar başgösterdi. 1516 senesinde vefât edince, yerine onüç yaşındaki oğlu İsmâîl Âdilşâh geçti. Fakat vefâtından önce Kemâl Hânı oğluna vasî tâyin ettiği için, bir süre devleti Kemâl Hân idâre etti.
☑️Kemâl Hân, Cuma hutbesini dört hak mezhepten biri olan Hanefi mezhebine uygun olarak okuttu. Ehl-i Sünnet itikâdına uymayı devletin resmî siyâseti olarak kabûl etti...
☑️1579’da Ali Âdilşâh’ın yerine hükümdâr olan İkinci İbrâhîm Âdilşâh’ın dönemi, Bicapur Devleti'nin en parlak yılları oldu. İbrâhîm Şâh, Hindistân'ın en büyük İslâm Devleti olan Gürgâniye Hânedânlığı ile iyi münâsebetler kurdu... Hindistân’ın Dekken bölgesinde Bicapur’a iki yüz yıla yakın hâkim olan Âdilşâhlar, bölgede Türk hâkimiyetini kurdular.

▶️2- Bâbür İmparatorluğu
Hindistân’da kurulan Türk-İslâm devletlerinin en büyüklerindendir. Timur’un beşinci torunu Bâbür tarafından 1526’da kurulmuştur.
☑️1483’te Fergana’da dünyâya gelen Bâbür, 1494’te babası Ömer Şeyh Mirzâ’nın ölümü üzerine Fergana hükümdârı oldu. 1504’te Kâbil’i, daha sonra Kandehâr’ı alarak orada yerleşti.
☑️1508 Eylül’ünde ilk defa Hindistân’a akın yaptı. Üç ay süren bu akında, ülkeyi tanıdı ve pekçok ganîmet elde etti. Kasım 1519’da Hayber’i geçerek Hindistân’a girdi. Peşâver yakınlarına geldi. Beş defa Pencap’a sefer yaptı.
Bu seferler neticesinde, Kuzey Hindistân’ı fethetti.
☑️Kasım 1525’te Hindistân’ı fethetmek üzere Kâbil’den hareket etti. 21 Mayıs 1526’da Pânipat Meydân Muhârebesinde İbrâhîm Lûdî’nin büyük ordusunu yok etti. Böylece Hindistân Türk İmparatorluğu tâcı, Bâbür’e geçmiş oldu. Aralık 1526’da dünyânın en büyük şehirleri arasında olan Delhi, Agra ve Hanpur fethedildi. Bâbür şâh, Agra’yı başkent yaptı.

▶️3- Behmenîler
Hindistân’ın Dekken bölgesinde kurulan Müslümân-Türk Hânedânlığıdır.
☑️Tuğluk-Türk sultânlarından Muhammed bin Tuğluk zamanında çıkan iç karışıklıklarda, Alâeddin Hasan Behmen Şâh, Dekken bölgesinde bağımsızlığını ilân etti ve Gülberge şehrini pâyitaht yaptı. Elinde bulunan toprakları; dört vilâyete böldü. Bağımsızlığını ilân etmesine yardımcı olan beyleri bu vilâyetlere vâlî tâyin etti.
☑️Alâeddin Hasan’ın saltanatı, Hindulara karşı seferlerle geçti. Devleti, Mısır’daki Halîfe tarafından tanındı. 1358 senesinde Gucerat’a karşı yaptığı seferde hastalanıp vefât etti. Yerine oğlu Muhammed geçti. Muhammed Şâhın ilk işi, devlet ve ordu teşkilâtını kurmak oldu.

▶️4- Cavnpûr Şarkî Devleti:
Hindistân’ın Cavnpûr bölgesinde 1394 senesinde Melik Server adında bir bey tarafından kurulan bir devlettir.
☑️Tuğluk Sultânı Mahmûd, Delhî’nin doğusunda ayaklanan Hindûlara karşı Melik Server’i gönderdi. Bölgede sükûneti sağlayan Melik Server, "Sultanüş-Şark" ünvânıyla Cavnpûr’da bağımsızlığını ilân etti. Kısa zamanda topraklarını genişletti.
☑️Tîmûr Hânın Hindistân Seferi sırasında tarafsız kaldı. Fakat o sene vefât etti (1399). Yerine evlâtlığı Melik Karanfil geçti. Melik Karanfil, "Mübârek Şâh" ünvânını alarak kendi adına hutbe okuttu ve para bastırdı.

▶️5- Delhî Türk Sultânlığı:
Hindistân’daki Müslümân Gûrlu Devletinin komutanlarından Kutbeddîn Aybeg tarafından Delhi’de kurulan Türk devletidir. Bu devlete; Muizzîler, Halacîler, Tuğluklar ve Seyyidler olmak üzere dört Türk sülâlesi birbiri arkasından hâkim oldular.
☑️İslâmiyet, Aşağı İndüs vâdisine ilk olarak Emevîler devrinde girmişti. Sonraları, Hindistân içlerine Müslümân askerî kuvvetlerini ilk getiren Gazneli hükümdârlarıydı. Gazneliler, Pencab bölgesini ele geçirerek, burayı Hindistân’daki dâimî merkezleri yaptılar. Lahor merkez olmuştu.
☑️Gaznelilerin yerini alan Gûrlular için Pencab, Hindistân’ın fethi için önemli bir merkezdi. Gûrlu Hânedânından, 1173 senesinden sonra Gazne’de hükümdâr olan Şihâbüddîn (Muizzüddîn) Muhammed, Ganj Ovasında hâkimiyetini genişletti. Muînüddîn Çeştî hazretlerinden aldığı işâretle, Ecmir’i fethetti. Emrindeki Türk asıllı kumandânlarından Kutbeddîn Aybeg’i bütün Hindistân’ın fethiyle vazîfelendirdi.
☑️Hindistân’da İslâmiyetin yayılmasında önemli rol oynayan Muizzüddîn, 1206 senesinde ölünce, Lahor’a giden Kutbeddîn Aybeg, sultânlık teklîfini kabûl etti. Kuzey Hindistân’a hâkim olup, Delhi Türk Devletinin temelini attı.

▶️6- Fârûkîler (Handeş Devleti):
Hindistân’da Gucerât bölgesinin batısındaki Handeş ülkesinde 1399-1601 yılları arasında iki yüz yıl hüküm süren bir hânedândır.
☑️Devletin kurucuları, kendilerinin ikinci İslâm Halîfesi Hazret-i Ömerül-Fârûk’un torunları olduklarını söyledikleri için “Fârûkîler” denilmektedir.
☑️Hânedânın kurucusu Melik Râcî, önceleri Behmenîlerin hizmetinde bulunuyordu. Daha sonra Dehli Sultânı Üçüncü Fîrûz Şâhın hizmetine girdi ve onun tarafından kuzey Dekken’de Handeş bölgesine vâli tâyin edildi. Tuğlukîlerin çöküş yıllarında ise istiklâlini îlân etti.
☑️Melik Râcî’nin ölümü üzerine yerine geçen oğlu Nâsır Hân, Hinduların elinde bulunan Asirgarh şehrini zabtetti. Daha sonra buranın yakınında Burhânpur adı ile yeni bir şehir kurdu ve devlet merkezini de buraya taşıdı.
☑️1437’de Behmenîlerin istilâsına uğrayan Handeş Devleti, birinci Âdil Han ve Birinci Mübârek Han devirlerinde de, Gücerât Sultanlığının nüfûzu altına girdi. İkinci Âdil Hân (1457-1503) döneminde Fârûkîler, en parlak devirlerini yaşadılar.
📌 Derleyen: Sefer EREN
İŞTE BÖYLE. HER YERDE TÜRK İZLERİ VAR. BU İZLERE ULAŞMAK LAZIM. AMA BU GİDİŞATLA ZOR GİBİ. İNŞALLAH OLUR...
Bozkurt mahir
3 ay önce
MEVALİ

2020 Yılı Mart Ayında Suudi Müftüsü: “Türk’ler Mevalidir, İslamı Temsil Edemezler” Diye Fetva Verdi...
Mevali Ne Demek?

İslamiyetten önce Araplar “Azad edilmiş kölelere” Mevali diyordu.

İslamiyetten sonra, Mevali kavramı, Arap olmayan Müslüman Milletler için kullanıldı. Kullanılıyor.

Arap geleneğine göre; Mevali'nin malı, parası, karısı, kızı Araba helal sayılıyor.

Mevaliden doğan çocuk veliaht olamıyor.

Arap tarihinde, Mevali denildiği zaman akla Türk’ler geliyor.

Türk’ler, islamiyet dünyaya indiği 612 yılından, üç asır sonra, 934 yılında Müslüman olmuşlardı.

Onlara göre Kuran “Mekke ve etrafında yaşayan insanları uyarmak için, arapça inmiş” bir kitaptı ve bu ayet ile sabitti. O dönemde, Mekke etrafında Araplar yaşadığına göre mekanın sahibi onlardı.

“Her millete bir peygamber gönderdik” şeklindeki Kuran hükmünü, Araplar, “Hz. Muhammed Araplar için gelmiş Peygamberdir” diye anladılar.
Arap olmayanların Müslümanlığını kabul etmediler.

Sonradan Müslüman olan başka milletleri MEVALİ diye tanımladılar.

Emevi döneminde başlayan, İslamdaki ayrıcalığa ilk karşı çıkan Hanefi Mezhebinin kurucusu Ebu Hanife (699-767) olmuştur. Büyük İmam diye tanımlanan Ebu Hanife, mevali geleneğine karşı çıkması yüzünden, arapların hışmına uğramıştır.

Sonradan Müslüman olan Türklerin Hanefi Mezhebini seçmeleri tesadüf değildir.

Mevali kavramı, sadece Emevilere mahsus değildi. Abbasiler’de aynı geleneği devam ettiriler. Bağdattaki Abbasi Halifesi, kendini kurtaran Selçuklu Sultanı Tuğrul Beye kızını vermedi. Gerekçe, Tuğrul Bey'in Türk olması ve Mevali sayılmasıydı.

Tarihin hiç bir döneminde, Araplar, Türklerin İslami liderliğini ve egemenliğini tanımadılar. İlk fırsatta Türklere karşı isyan ettiler...

Hilafeti temsil eden Osmanlıya karşı, İngilizlerle beraber savaşan Arap isyancılar binlerce Mehmetçiğimizin vahşice kanını akıttılar...
Bu anlayışın gerisinde MEVALİ geleneği yatıyordu...
Nitekim;
- Osmanlıya isyan eden Arapların başındaki isyancı Şerif Hüseyin İstanbul doğumluydu. Ve Haşimi soyundan geldiği için Mekke Şerifi tayin edilmişti. Hain Şerif Hüseyine göre, Türkler Mevali idi. Mevaliden Halife olamazdı...

Mevali'nin iktidarına karşı gelmek, İslama karşı durmak anlamına gelmezdi...
Bu anlayış, Arapların Türklere karşı isyan etmelerine yeterli gelmiştir...
-
2020 yılı Mart ayında Suudi Müftüsü: “Türkler mevalidir, İslamı temsil edemezler” diye fetva verdi...

Türklere karşı Suudilerin, Yunan tarafını tutması ve PKK'ya para yardımı yapmasının gerisinde Mevali anlayışı yatıyor...

Tarihin hiç bir döneminde Araplar (yöneticiler), Türkleri kendileri ile eşit Müslüman saymadılar...

Zira, Arap kültürüne göre, Mevali'nin iktidarı meşru sayılmıyor. Türkler ise ısrarla tüm bunlara rağmen Araplara layık olmadıkları sevgiyi göstermişler, siyasi ümmetcilik yaparak, arapları bile kendilerine güldürmüşlerdir...

Bu tarihi gerçeği her Türk insanı bilmeli, ona göre hareket etmelidir...

-Ramazan Kurtoğlu-
BOZKURTBEY
3 ay önce
Barın Katliamı, 5 Nisan 1990’da Ramazan ayının 17. gününde Doğu Türkistan’ın Barın kasabasında gerçekleşti. Binlerce Doğu Türkistanlı katliamda şehit düştü. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz! 🕊️

"Barın Ayaklanması: Uygurların Şanlı Mücadele Tarihinin Unutulmaz Sayfalarından Biridir" Katliamda şehadete eren soydaşlarımızı rahmet ve dua ile anıyoruz...
tarikhaber
3 ay önce
Ramazan Bayramı tatilinin 3 günlük kaza bilançosu açıklandı https://tarikhaber.com/hab...
tarikhaber
3 ay önce
ÖMER LÜTFİ ERSÖZ / ARİFE GÜNÜ VE RAMAZAN BAYRAMININ ÖNEMİ https://tarikhaber.com/kos...
Ravşan Rustam
3 ay önce
Selamün aleyküm. #Ramazan bayramımız kutlu olsun. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Ayhan Karabaşoğlu
3 ay önce
Sízlerín ve tűm Íslâm âlemínín Ramazan Bayramı'nı kutlarız. Âílenízín ve sevdíklerínízle bírlíkte sağlık, mutluluk ve bereket dolu bír Bayram geçírmeníz díleğíyle. Ramazan Bayramı'nız műbârek olsun ínş'ÂLLÂH☝️ÂmííííííN🤲
Bozkurt mahir
3 ay önce
MERCİMEK ÇORBASI

Öğretmen olmayan biri, sınıfta olmanın mutluluğunu bilemez. Sınıfta mavi, yeşil, kahverengi, siyah her renkte gözler üzerinizdedir. O gözler ki, masum, sevecen, çocuksu… Kabul, biraz da yaramazca bakar.
Sınıftayım. Konu kuvvetler, süre kırk dakika, amaç ise; Doğrultuları ve yönleri aynı olan kuvvetlerin, bileşke kuvvetlerinin değeri, doğrultusu ve yönünün kavranması. Plan defterime her şeyi yazmıştım.
Evde konu ile ilgili hazırlığımı yapmıştım.
Konuyu anlattım. Öğrencilerimin dikkati dağılmasın diye, elimden geleni yaptım. Arka sırada oturan zayıf, ufak tefek öğrencim Hasan’ın birkaç kez parmak kaldırdığını gördüğümde, elimle parmağını indirmesini işaret ettim.
Hasan çalışkan bir öğrenci değildi. İlk iki yazılısı benim puan desteğimle ancak geçer bir not olmuştu. Hasan’ın parmak kaldırışlarını, konuyu anladığına yordum. Genelde çalışkan olmayan öğrenciler, bir konuyu anladığında sevinir, bunu öğretmene söylemek ister.
Hasan konuyu anladığına göre, diğer öğrencilerimin de anlamış olacağı sonucuna varmıştım. Çok mutluydum.
Teneffüs zili çaldı. Çantamı, plan defterimi aldım. Sınıftan çıkmak üzereyken Hasan yanıma geldi. “Öğretmenim” dedi “Bugün annem mercimek çorbası yapacak.”
“Hasan mercimek çorbasını çok mu seviyorsun?” diye sordum.
Başını olumlu anlamda salladı. “Öğretmenim on beş gündür bulgur pilavı yiyoruz. Dün bir komşumuz mercimek getirdi. Annem bu akşam pilavın yanına çorbamızın da olacağını söyledi.”
Ramazandı. Hasan oruçtu. On beş gün bulgur pilavı ile iftar yapmıştı. O akşam mercimek çorbası yiyecekti.
Ve ben… İyi öğretmen olmayı, konuyu iyi anlatmak sanıyordum. Bu nasıl büyük bir yanılgıydı. Öğrencisini tanımayan öğretmen, bırakın iyi öğretmen olmayı, öğretmen olabilir miydi?
Hasan, bana öğretmen olmanın ne demek olduğunu öğrettiğinin, farkında bile olmadan, kocaman kara gözleriyle baktı “Öğretmenim bugün iftara bize gelin” dedi.
Hasan’ın yalnız gözleri kocaman değildi. Onun yüreği de kocamandı. O, on beş gün sonra içebileceği çorbayı paylaşmayı bilecek kadar insandı. Bana insan olmanın ön koşulunun paylaşmak olduğunu öğretiyordu. Öğrettiğini bilmeden…
Gözlerime akın eden gözyaşlarını savuşturmam gerekiyordu. Ama nasıl?
Benim Hasan’ın gözlerini, o gözlerden yüreğini görmem gerekiyordu. Gözler yalan söylemeyi bilmez, gözler yürekte ne varsa onu yansıtır. En azından bunu biliyordum.
Eğilip, Hasan’ın alnından öptüm. “Söz, bu akşam değil ama bir akşam iftara size geleceğim. Annenin yaptığı o güzel mercimek çorbasından içeceğim. Bunun için bana ev adresini vermelisin” dedim.
Hasan adeta uçarak yanımdan ayrıldı. Teneffüs bitmeden, ev adresinin yazılı olduğu kâğıdı getirdi.
O gün eve geldiğimde, yüreğimin ağırlığını bedenim taşıyamaz olmuştu. O ağırlıktan kurtulmalıydım. Plan defterimi çıkardım. O günün planının olduğu sayfayı açtım. Amaç, bölümünü defalarca okudum. Amaç eksikti, anlamsızdı. Elime kırmızı kalemi aldım. AMAÇ: Hasanları, Fatmaları tanımaktır. Amaç öğrenciyi tanımaktır, diye defalarca yazdım. Amacımın beynime, yüreğime yazmak, kaydetmek olduğunu biliyordum. Gün gelir, asıl amacımdan uzaklaşırsam kurumalıydı yüreğim…
İftar saati gelmişti. Yemek masası hazırdı. Çorba, etli yemek, zeytinyağlılar, börek, tatlı… Çay demlenmişti.
Ne büyük gaflet! Öğretmenliği konuyu anlatmak sanan ben, orucu da, akşama kadar aç, susuz kalmak sanıyordum.
Ezanla birlikte bir yudum su içtim. Ardından kaşığımı çorba kâsesine daldırdım. Bir kaşık çorba içtim. Çorba, tatsız, tuzsuzdu. Canım mercimek çorbası istiyordu. Canım, Hasan’ın o çorbayı içerken duyacağı mutluluktan istiyordu.
Ben daha niye, masada oturmuş, tatsız, tuzsuz yemeklere bakıyordum ki! Hasan’ın ev adresi vardı.
Yemekleri tenceresiyle poşete yerleştirdim. Bir taksi çağırdım. Taksi şoförüne adresi verdim ama önce bir markete uğrayalım, dedim.
Hasan’ın evindeydim. Hasan’ın davetlisiyim, O yer sofrasında benim gibi en az on kişiyi ağırlayabilirler. Mercimek çorbası çok lezzetli, tarifini almalıydım. Çorbanın lezzeti yapılışından mı, yoksa yüreklerinin cömertliğinden mi? Bilmiyordum. Yalan söylüyorum, biliyordum…
Kuvvetlerin doğrultu ve yönlerinin ne olacağını öğrenmeden önce, insanın doğrultusunu, insanlığın gittiği yönü, insanlığa çevirmemiz gerekiyordu. Öğrendim.
GÜN SEMRAY
“Çarpık Gülüşlü Kız” öykü kitabımdan “Mercimek Çorbası” isimli öykümden bir bölüm.
Ayhan Karabaşoğlu
4 ay önce
Zírvede gőzű olanların yokuşları gőze alması bíraz terlemesí gerek zahmetsíz râhmet olmuyor olursada adı kul hakkı oluyor...
Hayırlı íftarlar dílerím Ramazan'ımızı gűzel eylesín ÂLLÂH (C.C) ínş'ÂLLÂH☝️ÂmííííííN🤲
tarikhaber
4 ay önce
ÖMER TARIK YILMAZ / Ramazan'da İftar Fiyatları: Ekonomik Gerçekler ve Toplumsal Yansımalar https://tarikhaber.com/kos...
Bozkurt mahir
4 ay önce
27 ŞUBAT 2025 DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİ İÇİN KARA BİR GÜN !

Çin'in işgalindeki Doğu Türkistan'da Türklere yönelik baskı,zulüm etnik ayırımcılık ve soykırım cinayetleriinden kaçarak 2014'te yılında Tayland'a sığınan ve o tarihten beri bu ülkede esir tutulan 48 Uygur Türkü'nden 40 kişi bu sabah 02,30 sıralarında İşgalci Çin makamlarına teslim edilerek ölüme gönderildiler.

Soykırımcı Çin Bangkok hava alanına özel olarak getirdikleri uçak ile 40 Uygur Türkünü direkt Kaşgar'a götürerek belirsiz ve karanlık bir sona mahkum etti. BM. İnsan Hakları Bildirisi, İnsan Hakları ile ilgili uluslararası yasalar Uygurlara sahip çıkan bir ülke olmadığı için geçersiz kaldı. Bugün bir kez daha anlaşıldı ki; Mazlum ve mağdur Uygur Türkleri şu fani dünyada sahipsiz ve onların insanı haklarını savunan yoktur. 09 Temmuz 2015'te yine 107 Uygur Türkü Bangkok Hava alanında Çin Polisine teslim edilmiş ve orada bulunan Türk STK.Mensubu Kardeşimiz Uygurların uçaklara bindirişlerini canlı yayında dünyaya duyurmuştu. Ramazan günü idi ve sabaha kadar kaderimden ve üzüntümden ağlamış ve uyuyamamıştım. 11 yıl sonra yine aynı deprasyon ve üzüntüyü tekrar yaşadık. Yaklaşık 2 aydır bu Kardeşlerimizin Çin'e teslim edileceği meselesi gündemde idi ve tartışılıyordu. Bu konuda devletimizden veya ilgili STK.larımızdan her hangi bir açıklama veya tepki geldiğini ben duymadım. 11 yıl sonra tüm dünyanın gözü önünde İnsanlık onurunu, bağımsız devlet olma şeref ve haysiyetini ve vicdanını Çin'e satan sözde Tayland Krallığı 2.kez bir insanlık suçu işlemiş ve insanlığın vicdanında mahkum olmuş ve lanetlenmiştir. 2014 yılında Tayland'a kaçan binlerce Uygur Türkünü ölümden kurtaran ve ülkemize getiren ve geçtiğimiz günlerde Gazze'de tutuklu 6 Taylandlı esiri Hamas'tan kurtararak Tayland'daki ailelerine kavuşturan Aziz Devletimiz bu insanı vicdanı duyarlılığını bu engin şafkat ve merhametini bu kez 40 Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur için ne yazık ki gösterememiştir.

Allah aziz devletimizi ilelebed payidar ve başını dik eylesin. Mazlumların tek sahibi ve koruyucusu onları yaratan Sonsuz kudret sahibi Ulug Tengri Sen Türkü koru..
Ayhan Karabaşoğlu
4 ay önce
Hoşgeldín 🤗 yâ şehrí 👉Ramazan şerífímíz műbârek olmasını Cenâb-ı ÂLLÂH'tan níyaz edíyorum ínş'ÂLLÂH☝️ÂmííííííN🤲
BOZKURTBEY
4 ay önce
VE İLK SAHUR:
Hayırlı Ramazanlar
Bereketli sahurlar dileriz.🤲
tarikhaber
4 ay önce
ÖMER LÜTFİ ERSÖZ / BEREKETLİ RAMAZAN, ORUÇ AY’I HOŞ GELDİN https://tarikhaber.com/kos...
tarikhaber
4 ay önce
Ramazan değişikliği https://tarikhaber.com/hab...

Hiçbirşey Bulunamadı!

Üzgünüz, ancak {{search_query}} arama sorgunuz için veritabanımızda hiçbir şey bulamadık. Lütfen başka anahtar kelimeler yazarak tekrar deneyin.