Logo
Bozkurt mahir
16 gün önce
İsrail'in, İran'a yaptığı saldırıdan, BİZİM DEVLET OLARAK ALMAMIZ GEREKEN DERSLER:
1) İç ve dış istihbaratın güçlü olmalı,
Karşıdaki düşmanın iç yapısını iyi bilmelisin.
Düşmanının, senin içindeki uzantılarını ve istihbarat alanlarını yok etmelisin.
2) Devlet yönetimin ile halkın arasında, kopukluk olmamalı. Tam bir milli birlik içerisinde olmalısın.
İç düşmanlarını bilecek, bunların dış düşmanla işbirliği ihtimalini ortadan kaldıracaksın.
3) Potansiyelini, operasyon gücünü bileceksin, şov ve propaganda ile hareket etmeyeceksin.
Düşmanınını durumunu, onun finans ve dış destek alanlarını iyi bileceksin.
4) Savaşacağın zamanı; ortama, gücüne göre sen belirliyeceksin.
Dış tahriklere göre değil, hazır olduğun zamana ve dünya ülkelerinin durumuna göre hamle yapacaksın. Meşru ve güçlü olacaksın.
5) Bu coğrafyada, devletin ve milletin ile güçlü olacaksın.
"Devletin ile sistemin ile halkın ile bir didişme ve hesaplaşma içerisinde olmayacaksın."
MİLLÎ DİR DEVLET OLACAKSIN !
Bileceksin ki etrafındaki emperyalist ve siyonist devletler her an fırsat kollamaktadır.
6) Hemen yanı başına bir fitne kazanı gibi durmadan hareket halinde olan, yayılmacı ve işgalci siyonist bir devletin, tarihini, kuruluş amacını, nihayi hedeflerini iyi bileceksin.
Buna göre önlemlerini alacak ve dış politikanı belirleyeceksin.
7) Bilmelisin ki "güneyindeki" zengin arap ülkelerinin , bir islam ülkesi duruşu yoktur.
Bunlar, İslam dünyasından ve halklarından kopuk, bireysel menfaat hanedanlıklarıdır.
Bu ülkeler, maalesef batı emperyalizminin finansal kaynağı ve askeri üssüdür.
Bu ülkelere hiçbir zaman güvenmeyecek, arkanı dönmeyeceksin.
8 ) Bölgesel güçlü bir istikrar devleti olacaksın.
Emperyal batı bloku ile siyonizme ve doğudan yaklaşan küresel emperyalizme karşı; "Doğu Avrupa' dan Balkanlar'a , Kuzey Afrika' dan Pakistan'a, Endonezya'dan Kazakistan'a" DOSTLUK KÖPRÜSÜ kuracak, bütün bu bölgeleri kapsayacak şekilde, "EKONOMİK VE ASKERİ İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATLARI" oluşturacaksın.
Batı/ABD-Avrupa Emperyalizmi ve onların Ortadoğu'daki siyonist uzantısı ile Doğu/Cin-Rusya Emperyalist hedefleri arasında, güçlü ve bölgesel istikrarlı ülke olabilmenin nihayi geregi budur !
Türk Devletleri' nin geleceği, bu birlikteliğe bağlıdır.
9) Askeri gücün, caydırıcı ve etkili olmalıdır.
Teknolojik askeri altyapı ve profesyonel hareket kabiliyetine sahip askeri birlikler, dünya ölceğinin üzerinde güçlendirilmelidir.
Milli güvenliğini sağlayacak bu askeri gücün; devletine tam bağlı, liyakatli, eğitimli ve vatansever kuvvetlerlerden oluşmalıdır.
10) MİLLİ İSTİHBARATIN; içte ve dıştan, eğitimli, liyakatli, yeterli donanıma sahip, yetkili ve etkili,
ADI GİBİ MİLLİ KADROLARDAN OLUŞTURULMALIDIR.
Milli olacak istihbaratın, dış etkilere, sızmalara tamamen kapalı olması elzemdir.
Bu kuruma gerekli yatırım yapılmalı, DÜNYA ÖLCEĞİNDE ! İÇ İSTİHBARAT VE DIŞ İSTİHBARAT OLARAK YAPILANDIRILMALIDIR.
Devletin istihbaratı, her türlü altyapısı, eğitimli milli kadrosu ile bu ülkenin, dünyadaki gözü kulağı olmalı, gereğinde caydırıcı ve acil müdahele gücü olmalıdır.
11) İlim ve bilim rehber alınmalıdır.
Bu alanda, geleceğin kadroları oluşturulmalı, bilim adamlarına her türlü kaynak sağlanmalı, yetişen kadrolar, ayrıcalıklı koruma altına alınmalıdır.
Ülkelerin geleceğinin teminatı, nitelikli yerişmiş kadrolardadır.
12) Ülkenin yetiştirdiği kritik öneme sahip bilim adamları ile birlikte,
Gerek istihbarat mensupları gerekse emniyet ve askeri üst yönetimin, mutlak koruma altında olmalıdır.
Bu kadrolar, düşmanın ve yabancı istihbaratın kolay hedefi olmamalıdır.
Ciddi devlet geleneğinde, üst düzey güvenlik gücü yötecilerinin emniyeti ve güvenliği, devletin onurudur.
13) Teknolojik dışa bağımlılıktan kısa sürede kurtulmak gerekir.
Üreten toplum olmak gereği vardır.
Üretene, teşvik edilmeli , değer ve destek verilmelidir.
Bireysel zenginliği değil toplumsal gelişim ve zenginleşmeyi öncelikli hale getirmek gerekir.
14) Eğitim ve sağlık MİLLİ DEVLET POLİTİKASI haline getirilmelidir.
Cehalet, toplumların yokoluşlarının temel sebebidir.
Eğitim, bilime ve ilime dayalı, gelişmiş ülkeler düzeyinin üzerine çıkarılmalıdır.
Yüksek öğrenim, nitelikli hale getirilmelidir. Vakıf ve apartman yerleşkelerinin, ranta dayalı eğitimin bu ülke gençliğine bir faydası olmamaktadır.
Üniversitelerin sayıları ve mezuniyetler baz alınmamalı, üniversitelerin, alanında uzman ve donanımlı nesiller yetiştirmesine bakılmalıdır.
Sağlık ve kadrolarına sahip çıkılmalıdır.
Halk sağlığı, apartman üniversiteleri gibi türeyen özel hastanelerinin insafına terk edilmemelidir.
15) ADALET, gerçek anlamı ile devletin temeli olmalıdır.
Eğitim sistemi tekrar gözden geçirilmeli, bu kadrolar her yönüyle nitelikli hale getirilmelidir.
Adaletin, nitelikli, tarafsız ve tam tesisi, herşeyin güvencesi olacaktır.
Adalete güven, devlet yönetiminin aynasıdır.
16) Devlet, halkı ile tam bir bütünlük içinde hareket etmelidir.
Benim adamım, rejmin adamı, ayrıcalıklı sınıf ve gurupların oluşmasına zemin hazırlanmamalıdır.
Millet, ayrıştırılmamalı, kutuplaştırılmamalı ve ötekileştirilmemelidir.
Her bir ferdin, bu ülke için bir değer olduğu, ülkenin aslî unsuru ve devletinin sahibi olduğu bilinci verilmelidir.
Devlet; yönetimi ile milleti ile tek vücut olduğunu, iç ve dış düşmanlara net göstermelidir.
* Sizlerin de bu savaştan çıkardığınız dersleri, (siyasi polimik oluşturmadan ve tarafgir davranmadan) ülke ve milletimizin menfaatine olacak şekilde ilave etmenizi isterim.
Bozkurt mahir
29 gün önce
SİYAHİ ABAZALAR
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

Ortaya çıkışları: Birtakım görüşlere göre Siyah Abazalar Kolhidlerden türemedir ama bunu tam bir gerçek olarak Kabul edemeyiz. Kolhidya’da siyah bir nüfusun yaşamakta olduğuna ilişkin bir belge yok.

Bu siyahilerin Mısır Kıptileri (Koptlar) ya da Falaşlar, Etiyopya Yahudilerinden türeme oldukları düşünülebilir. Abhaz yazarı Dmitriy Gulia’nın “Abhazya Tarihi” adlı kitabında, Abhazya ve Etiyopya yer adları karşılaştırılıyor. Vardığı sonuca göre de, birçok yer adı örtüşüyor: Bagada-Bagada, Gumma-Gumma, Tabakur-Tabakur, vb. Yazar Maksim Gorki, 1927 yılında bu konu ile ilgileniyor, Abhazya merkezi seçim komisyonu başkanı ve Abhaz yazarı Samson Çanboy ile görüşüyor. Birlikte Adzbu köyüne gidiyorlar, köydeki en yaşlı siyahiler ile görüşmeler yapıyorlar. Köylülerin anlattıklarını değerlendiren Maksim Gorki’nin, Etiyopya’ya ilişkin görüşleri derinleşti.

Öyküler: Abhaz zencilere ilişkin değişik öyküler bulunuyor. Bunlar arasında İvan İsakov’un Nikita Kruşçev’e gönderdiği yazı da bulunuyor. Yazıda anlatıldığına göre, esir taşıyan bir Osmanlı gemisi büyük bir fırtınaya yakalanıyor ve gemi Abhazya sahillerine vuruyor. Şimdiki Siyahi Abazalar da gemiden sağ kurtulmuş olanların torunları. Öykü, geminin buraya -Karadeniz’e- geliş nedenini ise, açıklamıyor.

Başka bir anlatıda da Nartların Afrika seferinden yüzlerce kişi eşliğinde, -Abhazya’ya değin- uğurlandıkları söyleniyor. Bu gelenler dönmediler ve Abhazya’da kaldılar.

Üçüncü öyküye göre, Zenci Abhazlar, I. Petro’nun (Пётр Великий) hizmetinde idiler. I. Petro/Deli Petro, Arapları Rusya’ya getirtiyordu. Devletin kuzeyde olan merkezi St. Petersburg’un serin havasına alışamayanları Petro, Abaza beylerine satıyordu. Tarihçi İgor Burtsev’in yazdığına göre, I. Petro’nun Abhazlara “hediye” olarak verdikleri de az değildi.
Tarih ve günümüz: İvan İsakov’un Kruşçev’e yazdığı yazıda Siyahi Abazalara Gürcü dilinde şavi katsi (siyah insan) dendiği belirtiliyor. Çar’ın Kafkasya bölgesi yöneticisi İllarion Vorontsov-Daşkov da, I. Petro gibi silahlı birliklerine Zencileri de alıyordu. Zenciler Çerkes elbiseleri (Цыехэр) içinde ona eşlik ediyorlardı. Gagra’yı kuran Prens Aleksandr Oldenburski’ye, Kafkasya’nın Karadeniz kıyılarında barınan toplulukların hepsi bağlıydı. Siyahlar da buna dahildi.

19. yüzyılda Zenci Abazaların tümü Abazaca konuşuyorlardı ve kendilerini Abaza ulusundan sayıyorlardı. Dini inanışlarına ilişkin farklı görüşler vardır. Abhazya’da Siyahi-Hıristiyan'la, Siyahi-Müslümanlar ve Siyahi-Yahudiler yaşıyorlardı, bugün de yaşıyorlar. Siyahi Abazalar üzüm ve mısır yetiştiriyorlardı. Tkuarçala kömür ocaklarında ve Sohum’da değişik işlerde çalışanları da vardı. Diğer Abazalar gibi, Siyahi Abazalar da Rusça biliyor ve konuşuyorlar. Şimdi çoğu Kodor vadisinden ayrılmış olarak Abhazya, Gürcistan ve Rusya’nın değişik köşelerinde barınıyorlar.
Kanıtlar: Abhaz Zencileri ya da bunların ataları üzerine değişik anlatılar bulunuyor:

“Kolhidler, kanılarıma göre Mısırlıdırlar. Başkalarından duymamdan önce, bunu anlamıştım. İlgi duyarak, durumu Kolhida ve Mısır’da da soruşturdum. Mısır halkına ilişkin olarak Kolhidlerin anıları daha fazla. Kolhidlerin tenleri siyah, saçları da kıvırcık. Ancak bu kadarı yeterli bir kanıt olamaz. Benzeri görünüm ve özellikler taşıyan başka halklar da var. Ancak bir durumu daha önemli buluyoruz. Sünnet (хъитан) geleneği olan üç ulus var: Kolhidler, Mısırlılar ve Etyopyalılar” (Heredot. Tarih kitabı, 2001 baskısı).

“Tropik topraklara bayıldım. Gür otlar arasından küçücük evler görünüyor, kapkara çocuklar koşuşturup oynuyorlar, kapkara insanlar beyaz entariler içinde dolaşıyorlar. Zenciler Abazalardan pek de farklı sayılmazlar, Abazaca konuşuyor, aynı dine inanıyorlar”. Etnograf E. Markov, “Kavkaz” gazetesi, 1913.

Günümüze değin Abhazya dağlarında Siyahi Abazalar yaşamaya devam ediyorlar. Abhazya’daki siyahi köylerindeki yaşam, Afrika’dakilere göre çok daha kaliteli. Afrika’daki zenciler yoksullar ve eğitimsizler. Siyahlar Abazalar ise kendi kimliklerini koruyor ve diğer Abhazlardan uzakta olan dağlarda yaşıyorlar. Okumak istiyorlar, kadınların okuma-yazma bilmedikleri ve zorlu bir yaşam sürdürdükleri, Rusça bilen gençleri tarafından söyleniyor”. Jozef Stalin’in kızı Svetlana Alliluyeva. 1969.

“Abaza siyahileri ilk kez Sohum Sinagog’unda gördüm. Saçları kıvırcık olan siyahi erkeklerle orada karşılaştım, gerçek zenci tipinde idiler. Abazaca konuşuyorlardı. Arkalarından birine sordum: “Bunlar Siyahi Yahudi midirler? Buralara nereden geldiler?”. N. Orlv, “Alef” dergisi.

“Sovyetler Birliği’nde ne biçim bir yaşam sürdürüyorlar?
Sözünü ettiğin bu siyahi kişiler neye benziyorlar, diye sordu ev sahibi. Sizi soruyorum, dedi Prens sofrada oturan siyahilere bakarak.
Biz Siyahi değil, -Biz, Abaza’yız- yanıtını verdi ev sahibi de.
Yazar Fazil İskander (Fazıl İskender), 1989.

Not: 1960’lar sonunda Sakarya/Hendek Soğuksu köyünde, bir Abaza düğününde bir Zenci ile karşılaştım, Abazaca olarak oraya buraya komut veriyor, gençleri yönetiyordu. “Bu kim, Abaza mı, nereden geldi?” dedim, “Buralı, Abaza” yanıtını almıştım. -HCY
Bozkurt mahir
1 ay önce
• YANİ DİYOR Kİ;
* SİZ VERGİ VERİN,
* SİZ AÇLIK SINIRININ ALTINDA MAAŞ ALIN,
* PORSİYONLARINIZI KÜÇÜLTÜN,
* ÇOCUKLARLA MARKETE GİTMEYİN.
* BİZ SARAYLARDA "Ş.İ.İ.R" GİBİ YAŞAYALIM,
* OSMANLI'NIN LÂLE DEVRİ'NDEKİ GİBİ DIŞARDAN YÜKSEK FAİZLE BORÇ ALIP İTİBADAN TASARRUF OLMAZ DİYEREK CAKA SATALIM,
* YANDAŞ YAREN, EŞ DOST-AKRABA, AİLE EFRADI, GİZLİ YABANCI ORTAKLAR LÜKS İÇİNDE YAŞARKEN FAKİR FUKARA GARİP GURABA FİTREYE MUHTAÇ KILINAN EMEKLİ
N'OLURSA OLSUN,
KISACASI SİZLER ÜRETİN, KAZANIN, VERİN, BİZ YİYELİM.
SİZ ŞÜKREDİN, SİZLER FAKİR KALIN Kİ; 500 YIL ÖNCE CENNET'E GİDİN VE PEYGAMBERE KOMŞU OLUN !!!
Alıntı
**************
• Biz SIZE YETEMEYİZ !!!
- Hobaraa diye memlekete doldurdukları beş milyon Suriyeli'ye şimdilik kaç para harcadılar? 52 milyar dolar harcadılar.
- Filistin'e yaptıkları yardım iki milyar doları geçti.
- Sudan'a 750 Milyon Dolar bağışladılar.
- Somali'ye 750 Milyon Dolar verdiler.
- Afganistan'a 650 Milyon Dolar ödediler.
- Libya'ya gönüllerinden Yarım Milyar Dolar koptu.
- Şeriatçı Mursi'nin cumhurbaşkanı olması şerefine Mısır'daki müslüman kardeşler'e tiko para ne gönderdiler? İki milyar dolarcık gönderdiler.
- Afrika'ya verdikleri para Yedi Milyar Doları aştı…
- Komor'a stadyum yaptılar.
- Tanzanya'ya, Burkina Faso'ya su kuyuları açtılar.
- Zimbabwe'ye pazar yeri inşa ettiler.
- Gana'ya Togo'ya Uganda'ya kırtasiye malzemesi gönderdiler.
- Moritanya'ya ahır kurdular.
- Mozambik'e inek dağıttılar.
- Gambiya'ya dökümhane kurdular.
- Kongo'ya okul yaptılar.
- Eritre'ye, Lesoto'ya üniforma hediye ettiler.
- Kamerun'a deterjan verdiler.
- Cibuti'ye ambulans verdiler.
- Somali'ye, Mali'ye Tunus'a, Mısır'a çöp kamyonları verdiler, çöp kamyonlarını teslim töreninde konuşan şehircilik bakanımız “bu çöp kamyonları kardeşliğimizi pekiştirecek” dedi.
- Sierra Leone'ye vidanjör verdiler.
- Arakan'a 50 milyon dolar gönderdiler.
- Yemen'e 50 milyon dolar gönderdiler.
- Lübnan'a 50 milyon dolar gönderdiler.
Bizzat asrın liderimiz anlattı…
- “Barzani kendi memurunun maaşını ödeyemiyordu, bana geldi, iki milyar dolar verdim” dedi.
- Pakistan'da köylülere keçi dağıttılar.i
- Yemen'e un verdiler.
- Okyanusya ülkesi Palau'ya VIP minibüs hediye ettiler.
- Karayip Denizi'ndeki Antigua'ya bilgisayar hibe ettiler.
- Büyük Okyanus'ta sadece dokuz mercan adacığından oluşan ve nüfusu sadece 12 bin kişi olan Tuvalu'ya “size ne verelim?” diye sordular, “bizim çocuklar futbol seviyor, nizami futbol topumuz yok” cevabı gelince, futbol topu ve pompa gönderdiler.
(Bu kadar da olmaz diyenler, lütfen internete girsin, tek tek bu haberleri okusun.)
- Teee ABD'nin Oregon eyaletinde yaşayan Kızılderililere 200 bin dolar hibe ettiler iyi mi…
- Washington'a direkt uçuş başlatan Türk Hava Yolları'nın ilk seferinde Apaçi, Novajo, Cheyenne ve Mohikan kabilelerinden 17 şefi, İstanbul'a getirdiler, yedirip içirip, gezdirdiler.
- 98 ülkede 100 bin kişiye ramazan kolisi verdiler.
- Kenya'da, Bangladeş'te, Çad'ta, Nijer'de Somali'de, Sudan'da, Yemen'de 300 bin kişiye iftar verdiler.
- Son sekiz yılda 175 ülkeye para dağıttılar.
Elaleme para saçma konusunda dünyanın en zengin ülkelerine tur bindirdiler, dünyadaki bütün yardımların üçte birini tek başına Türkiye'ye yaptırdılar.
ABD'den iki milyar dolar fazla yardım yaptılar, İngiltere'den altı milyar dolar fazla yardım yaptılar, Japonya'dan yedi milyar dolar fazla yardım yaptılar.
Böylece, Küresel Yardım Raporu'na göre “dünyanın en cömert hükümeti” ilan edildiler!
- 170 milyon dolar harcadılar, Rusya'ya cami yaptılar, kubbesini altın varaklarla kapladılar.
100 milyon dolar harcadılar, ABD'ye cami yaptılar.
- 30 milyon dolar harcadılar, İngiltere'ye, Avrupa'nın ilk çevre dostu camisini yaptılar.
35 milyon dolar harcadılar, Kırgızistan'a 50 bin metrekare, Orta Asya'nın en büyük camisini yaptılar.
- Karada yer kalmamış gibi, denizi doldurdular, Cibuti'ye cami yaptılar.
- Haiti'ye cami yaptılar.
- Filipinler'e cami yaptılar.
- Somali'ye Mali'ye cami yaptılar.
- Teee elalemin ülkelerine toplam yarım milyar dolarlık cami diktiler.
- Tayland'ta Etiyopya'da türbe yaptılar.
- Şu anda Sudan'da Sevakin adası'nı komple inşa ediyorlar, mühendisler, mimarlar, haritacılar, şehir planlamacıları gönderdiler, 100 milyon dolar döküyorlar.
(Bu arada… Kendileri bi lokma bi hırka yaşıyorlar.
* “İtibardan tasarruf olmaz” dediler,
- Buckhingham Sarayı'nın dört misli büyüklüğünde 1.150 küsur odalı saray yaptılar.
- Beş tane makam uçağı aldılar, en son alınan uçaktan Trump'ta bile yok.
- Vahdettin Köşkü'nü, Dolmabahçe Sarayı'nı, Beylerbeyi Sarayı'nı, Huber Köşkü'nü, Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü'nü, Beykoz Kasrı'nı, Savarona'yı Abdülaziz'in altın varaklı padişah koltuğunu kullanıyorlar, Marmaris'e ve Ahlat'a saray yaptırıyorlar..
- Chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie içip, starex meyvesi eşliğinde aloevera'yla zencefilli somon suşi yiyorlar.)
Asrın liderimiz geçen seneki Kurban Bayramı'nda bağışını diyanet'e yaptı, asrın liderimizin bağışladığı kurban Afrika'da Togo'da kesildi.
Daha önceki kurban bayramlarında Kızılay'a bağış yapmıştı, kurbanları Moritanya, Çad, Etiyopya'da kesilmişti.
- Kuzey Irak'a 30 bin maske hibe ettiler.
- İran'a bin test kiti, 4 bin tulum, 20 bin önlük, 2 bin gözlük, 4 bin N95 maske, 78 bin maske hibe ettiler.
Bizzat sağlık bakanımız gururla anlattı, ABD'ye 500 bin test kiti verdiler.
* “Biz bize yeteriz” dedikleri, işte bu.
E haliyle “size” yetebilmeleri mümkün değil tabii...
Kefen parasını yedikleri milleti, ceset torbasıyla gömüp, üste para istemeleri sürpriz değil yani
!
Sözcü Gazetesi
Yılmaz ÖZDİL
Bozkurt mahir
1 ay önce
Herodotus’un Kayıp Nehri: Sahra’nın Altındaki Atlantis?

Yazan: Arşen Kaan
#Herodot #TamanrassetNehri #KayıpNehir #Atlantis #Tarih #Sahra #Platon #Mısır #AntikBilgi



Giriş: Tarihin Babasının Haritasındaki Sır

Antik Yunan tarihçisi Herodot, milattan önce 5. yüzyılda yazdığı eserleriyle “Tarihin Babası” olarak anılmıştır. Ancak onun bazı betimlemeleri uzun yıllar boyunca bilimsel olarak sorgulanmış, hatta bazen tamamen hatalı sayılmıştır. Bu sorgulamalardan biri, Herodot’un Kuzey Afrika’yı büyük bir nehrin çevrelediğine dair açıklamaları ve haritalarıdır.

Günümüzde bu iddiaların yeniden değerlendirilmesini gerektiren önemli jeolojik bulgulara ulaşılmıştır. Herodot’un haritasında Atlas Dağları’ndan doğup Sahra Çölü’nü geçen ve Nil Nehri’ne dönüşerek Akdeniz’e ulaşan büyük bir nehir çizimi yer alır. Uzun yıllar boyunca bu çizim, antik bir yanlış anlamanın ya da mitolojik bir abartının ürünü sayılmıştır. Ancak modern araştırmalar, bu nehrin gerçek olabileceğini ve Herodot’un iddialarının arkasında kadim, kayıp bir bilgi yattığını düşündürmektedir.



Herodot’un Haritası ve Kayıp Nehir

Herodot’un haritasında gösterilen nehir, bugünkü bilgilerimiz ışığında oldukça dikkat çekici. Haritaya göre bu büyük nehir, Atlas Dağları’ndan doğarak Sahra boyunca ilerliyor, Mısır’ı katediyor ve sonunda Akdeniz’e dökülüyor. Nehrin çevrelediği bölge neredeyse bir “ada” görünümünde: kuzeyde Akdeniz, doğuda ve batıda ise bu devasa su kaynağı yer almakta.

Bu nehir, geleneksel olarak Nil sanılsa da aslında bu tanımlamanın farklı bir su sistemini betimlediği anlaşılmaktadır. Bu haritada Herodot’un, bugün “Tamanrasset Paleonehri” olarak adlandırılan, artık kurumuş olan devasa bir nehir sistemini tanımladığı öne sürülmektedir.



Tamanrasset Nehri: Bir Zamanlar Akan Dev

Günümüzde jeologlar tarafından yapılan çalışmalarda, Sahra Çölü’nün altındaki devasa bir fosil nehir sistemi ortaya çıkarılmıştır: Tamanrasset Nehri. Uydu radarları ve yer altı taramaları sayesinde, bu nehrin yaklaşık 15.000 ila 7.000 yıl önce aktif olduğu ve büyüklük bakımından Nil ile kıyaslanabileceği anlaşılmıştır.

Tamanrasset Nehri, Atlas Dağları’nın güneyinden doğarak Sahra’nın ortasından geçiyor ve Batı Afrika’daki Nijer Nehri havzasına bağlanıyor. Bazı kollarının doğuya, Nil yönüne aktığı da düşünülmektedir. Yani Herodot’un, Atlas Dağları’ndan çıkan bir nehrin Nil’e dönüştüğünü söylemesi, tam anlamıyla yanlış olmayabilir. Antik bilgiler, yerel halktan ya da artık kaybolmuş metinlerden aktarılmış olabilir.



Bilgi Mirası: Herodot’un Eriştiği Kayıp Belgeler mi?

Burada şaşırtıcı olan nokta, Herodot’un yaşadığı dönemde Tamanrasset Nehri çoktan kurumuştu. Peki, Herodot bu nehirden nasıl haberdar oldu? Ona bu bilgiyi kim ya da ne verdi?

Bu soru, yalnızca Herodot’u değil, aynı zamanda Platon’un Atlantis anlatısını da yeniden gündeme getiriyor. Platon’a göre, büyük bir ada uygarlığı olan Atlantis, 12.000 yıl önce büyük bir felaket sonucu yok oldu. Platon’un tarif ettiği bu “ada”, Herodot’un betimlediği suyla çevrili Kuzey Afrika bölgesiyle şaşırtıcı biçimde örtüşüyor.

Acaba Herodot ve Platon, aynı kayıp medeniyetin kalıntılarına ait bilgileri mi aktardılar? Herodot’un Sahra’daki dev nehrinden, Platon’un denizin altındaki uygarlığına uzanan bu çizgi, belki de geçmişin karanlık sularından yükselen bir gerçeğin izini taşıyor.



Bilim ve Efsane Arasında İnce Bir Çizgi

Modern bilim, antik metinleri her zaman eleştirel bir gözle değerlendirmiştir. Ancak radar taramaları, jeolojik araştırmalar ve paleoiklim çalışmalarının ortaya koyduğu bilgiler, zaman zaman antik anlatıların beklenmedik şekilde doğruluğunu ortaya çıkarıyor. Tamanrasset Nehri örneği, bunun en güçlü örneklerinden biri olabilir.

Herodot’un çizdiği nehir, bir zamanlar gerçekten de Sahra’yı ikiye bölen, Kuzey Afrika’yı suyla çevreleyen ve “ada” görünümü veren devasa bir akarsuydu. Bilim bunu bugün biliyor. Ancak Herodot bunu nasıl biliyordu? İşte bu, tarih ve bilimin hala yanıtlayamadığı büyük bir sorudur.



Sonuç: Sahra’nın Altındaki Kadim Bilgelik

Herodot’un “hatalı” sayılan çizimlerinin ardında, bugün bile çözülememiş gizemli bilgiler yatıyor olabilir. Sahra’nın altındaki kadim nehir, tarihsel hafızanın, sözlü anlatıların ya da kayıp belgelerin izleriyle Herodot’a ulaşmış olabilir. Bu da, antik bilgilerin çağlar boyunca nasıl korunduğu ve aktarıldığına dair önemli bir ipucu sunar.

Herodot’un Tamanrasset’i Nil sanması, bir hata değil, geçmişe dair eksik halkaların birleşimidir. Ve belki de Atlantis’in izlerini ararken, en derin sırlar Sahra’nın altında çoktan gizlenmiştir…



Kaynakça:
• Skonieczny, C. et al. (2015). African humid periods triggered the reactivation of a large river system in Western Sahara. Nature Communications.
• Herodotus. Histories.
• Amazon yayını: Herodotus’un haritasını içeren kitap
• Platon. Timaeus ve Critias
• NASA Earth Observatory, Paleochannel Radar Data

@sıkı hayranlar
Bozkurt mahir
1 ay önce
Devlet Bahçeli 'Terörsüz Türkiye' açılımında nihayet son noktayı koydu ve mecliste ortak komisyon kurulması ve kararların çoğunlukla alınması teklifinde bulundu, ki CHP de aynı görüşte!

AKP, MHP, DEM ve CHP anayasa değişikliği için yeterince çoğunluk sağlıyor!

Ne değişecek kimse bilmiyor!

Cumhuriyet'in son günlerini mi yaşıyoruz?

Tarihimizin en şerefsiz çocukları bizim kuşağımız, istediğin kadar bağır çağır, maç bitti!

Korkulan da bu değil miydi AKP ve CHP aynı safta!

Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini şimdi kim savunacak?

Emperyalizm ve bizlerin gafleti kırk uzun yılda işte bu çaresizlik-çıkışsızlık sahnesini hazır hale getirdi!

Meclisimiz işte çoğunlukla açılımdan yana!

Artık bir iraden yok, ne desen boşuna, ne olacak bilmiyorsun, ülke nereye sürükleniyor bilmiyorsun, kime yenildik bilen yok, bu olup bitenler nedir anlayan yok, ama meclis karar alacakmış. neye karar alacak onu da bilen yok!

Sözüne iradesine güvenebileceğimiz kimsenin kalmayışı, ölümden beter günler yaşıyoruz!

Yıllardır CHP bari sen yapma Cumhuriyetine sahip çık dedikçe, siz CHP'yi niye eleştiriyorsunuz denildi, hadi buyrun, CHP, AKP'yle kucak kucağa!

Tarihimizin en karanlık günlerinden geçiyoruz, hepimiz bu büyük ihanetin ortaklarıyız!

Emperyalizm kendi çocuklarımızı dağa çıkarttı ve silah verip bizi öldürttü ve sonra aynı emperyalizm Fetöcü yüzbinleri ajan yapıverdi, yetmedi liberalini ve islamcısını ihanet odaklarıyla işbirliğine soktu ve yetmedi kendine milliyetçi diyen kesimleri de sonunda gırtlağından yakaladı!

Bizler de bu ihanetin dışında sayılmayız, hepimiz bu büyük utanca ortağız!

Birbirimize hiç güvenmedik, yaptığımız ikazları ciddiye almadık!

Kuşatıldık çevrelendik zehirlendik içten içe çürüyoruz dedikçe hiç birimiz oralı olmalı!

Hepimiz kendi liderimize kör gözlerle öyle inandık, ki, asla, olamaz, yapamaz, dedik!

Hepimiz iktidar uğruna kendi liderimizi kutsadık laf söyletmedik!

Algıya manipüleye gelip hep biz haklıydık hep biz biliyorduk hep biz doğruyuz diye küçük akıllarımızla birbirimizi suçladık, birbirimizin kuyusunu kazdık önünü kestik, ve geldiğimiz yer, bir güç kapıları üstümüze kapattı ve hepimizi yangının içinde çıkışsız bıraktı!

Toprağımız ve milletimiz için tehlikelerin acıların en korkuncunu yaşıyoruz!

Hepimizi ırk din demeden bir arada tutan Cumhuriyet'in büyük koruyucu şemsiyesinde tuhaf şeyler oluyor!

İstediğiniz kadar yorum yapın, analiz kasın, bu saatte sonra istediğiniz doğrulukta konuşun, istediğiniz kadar iyi insanlar olun, bu saatten sonra istediğiniz fedakarlığı gösterin ve sorumlu olun, çaresizsiniz, çünkü mecliste azınlıktasınız!

Şu cümleyi hala anlatamıyoruz, bu saatten sonra filmi geriye çevirecek siyasi gücünüz yok!

Artık hepimiz kendi köşesinde yapayalnız ağlayan çaresiz köle esir onursuz haysiyetsiz insanlarız, neden?

Çünkü 'vatan' duygusu ve sorumluluğunu hayat planlarımızda hep ikinci üçüncü sıraya, ev ve araba ve cep telefonu almaktan dahi öteye koyduk!

Çünkü vatan sorumluluğunu eş dost yakın ağbi köylüm dindaşımdan çok öteye koyduk!

Cumhuriyetimize ve ülkemize apaçık saldırılar yapılırken ve apaçık siyasetine devletine sızılırken yeterince sertlikte cevap vermedik!

Uyarıları ikazları ciddiye ve sorumluluk almadık!

O bizden dedik, yanlışlarını görmezden geldik, o bizim adamımız dedik hırsızlık yapsa bile savunduk!

Koskoca memleket ne badireler gördü, dedik, kişisel sorumluluklardan kaçındık!

Ve an itibariyle yüzde birlik bir istisna dışında ekranlarınız ve siyasetinizin dili algısı Cumhuriyet'in yıkımını konuşuyor ve kimse rahatsız değil!

Bir memleket için daha büyük bir felaket nasıl olabilir, düşmanı konuşturuyor baş üstünde tutuyorlar ve seni susturuyorlar!

Asil ve destansı bir zaferle Batı dışı topraklarda başımızın tacı olan Cumhuriyet en zor günlerini yaşıyor!

Roma'nın en büyük düşmanı Hannibal, Pirenneler ve Alpler ve ovalar ve bataklıklar aştı ve onlarca yıl İtalya'ya kuzeyinden güneyinden nefes aldırmadı, onlarca yıl sürdü istilası ve Roma Hannibal'ı durduramadı! Hannibal, ki, tarihin en büyük komutanlarından biri!

Sonunda Hannibal'ı durduramayacağını anlayan Roma'nın aklına bir fikir geldi, bu Hannibal dedi, kim, Kartacalı! Kartaca nerede Afrika'da! O halde Roma ordusu Hannibal'a İtalya'da değil karşıya geçip Afrika'da savaşacak, yani, ininde!

Roma ordusu Kartaca'ya (Afrika'ya) girince, Kartacalılar, Hannibal'a 'İtalya'yı bırak hemen gel' dediler ve, Hannibal'ın ve Kartaca'nın sonu oldu, düşmanı evine sokmak!

Düşmanı evine sokmayacaktın, düşmanı meclisine sokmayacaktın, düşmanı orduna polisine istihbaratına sokmayacaktın, düşmanı, aydınlarına akademine sokmayacaktın, düşmanı medyana sokmayacaktın!

Nihat Genç
19.05.2025
Bozkurt mahir
2 ay önce
"KANIM KAYNADI"

Okuldaki en yakın arkadaşım Alparslan Ertenlice, Ülkücü harekete gönül veren bir arkadaşım. Onun ve çevresindeki insanların sözünde duran, dürüst, vatansever ve ülkeyi korumak isteyen gençler olduğunu gördükçe MHP'ye sempati duymaya başladım.

"BABACAN VE SEVİMLİ"

Alparslan ve babasına Bahçeli ile tanışmak istediğimi söyledim. Bu isteğim çok hoşlarına gitti ve tamam dediler. 15 günlük sömestr tatili için Alparslan'la birlikte Tanzanya'ya gittik.

Bana sembolik olarak ülkü ocaklarının Tanzanya temsilcisi olduğumu söyledi. Bahçeli'ye hediye olarak geleneksel Afrika haritası ile ülkemde çekilen fotoğraflardan aldım.

Bahçeli ile buluşmamızda hediyelerimi takdim ettim. Çok mutlu oldu. 'Senin adın Alp olsun' dedi. 'Onur duyarım efendim' diyerek, Bozkurt işareti yaptım. Bahçeli babacan, sevimli ve mütevazi bir insan.
"FAŞİZAN DEĞİLLER"

Eski ülkücülerin hayatını okuyorum. Türkeş'i araştırıyorum. Dokuz Işık kitabını okuyacağım. Bir keresinde Ankara Ülkü Ocakları'na gitttim.

Dışarıdan anlatıldığı gibi şiddet yanlısı faşizan insanlar değiller. Beni sevdiler. Yabancı görmediler. Hepsi bana sarılmıştı."
Bozkurt mahir
4 ay önce
Muammer Kaddafi neden öldürüldü?
Libya önderi, halkı zenginleştiren siyasetiyle Batı’yı rahatsız etti.
İşte önemli ayrıntılı nedenler:

1. Libya’da elektrik ödencesi yoktu, elektrik ücretsizdi. Bu, halkın yaşamını kolaylaştırdı, ama erk devlerinin tekelini tehdit etti.
Batı, bu bağımsızlık kurumlaşmasından korktu.

2. Bankalar devletindi, vatandaşlara faizsiz kredi veriliyordu. Bu, küresel finans düzenine meydan okudu ve Kaddafi’yi Batı bankalarının hedefi yaptı.

3. Kaddafi, ailesine ev almadı; önce tüm Libyalılar’a ev sahibi olmayı vadetti. Toplumsal adalet bu siyasetiyle güçlendi, ama Batı’nın sömürü oyunlarını bozdu.

4. Yeni evlenen çiftlere 60.000 dinar veriliyordu. Bu, aile kurmayı teşvik etti, halkın refahını artırdı, ama Batı’nın iktisadi denetimini zorlaştırdı.

5. Eğitim ve sağlık ücretsizdi. Okuma oranı %25’ten %83’e çıktı. Bu, halkın bilinçlenmesini sağladı, bu şekilde Batı’nın etki alanını zorlaştırdı.

6. Çiftçilere ücretsiz alet, tohum ve hayvan veriliyordu. Kırsal kalkınma, Libya’yı tarımda bağımsız kıldı, ama küresel şirketleri rahatsız etti.

7. Tedavi bulunamazsa, yurtdışı için 2.300$ (73.600 TL) + konaklama ödüyordu. Bu, halkın sağlığını korudu, ama Batı’nın sağlık sömürüsünü baltaladı.

8. Araç alımında devlet %50 katkı sağlıyordu. Bu, halkın yaşam derecesini yükseltti, ama erk devlerinin kârını azalttı.

9. Benzin 0,14$/litre (4,48 TL/litre)ydi. Ucuz yakıt, halka destekti, ama petrol şirketlerinin yüksek kâr beklentilerini tehdit etti. Batı bu yapılanı sevmedi.

10. Libya’nın dış borcu yoktu, 150 milyar$ dış kaynağı vardı (şimdi donduruldu vesavaş masrafı denilerek el konuldu). Ekonomik bağımsızlık, Batı’nın Libya’yı denetlemesini zorlaştırdı.

11. İş bulamayanlara ortalama işsizlik maaşı ödüyordu. İşsizlik azaldı, halk desteklendi, ama bu, Batı’nın Libya’yı istikrarsızlaştırma tasarılarını bozdu.

12. Taşyağı (petrol) satışından gelen gelir, tüm vatandaşlara dağıtılıyordu. Bu, halkı zenginleştirip sömürüyü engelledi, Batı’yı tedirgin etti.

13. Çocuk doğuran annelere 5.000$ (160.000 TL) veriliyordu. Nüfus artışı ve refah, Batı’nın Libya’yı zayıflatma oyunlarına darbe vurdu.

14. Büyük Sulama Projesi’yle çölde su sağlandı. Libya’yı tarımda bağımsız kıldı, ama bu, küresel güçlerin çıkarlarını tehdit etti.
15. Yetenekli öğrenciler, ücretsiz yurtdışında okutuluyordu. Eğitimle halkın bilgi düzeyi yükseldi, ama Batı’nın kültürel etkisini azalttı.

16. 40 somun ekmek 0,15$’a (4,8 TL) satılıyordu. Ucuz gıda, halkı destekledi, ama küresel gıda devlerini rahatsız etti. Kaddafi, bu siyaset yüzünden hedef alındı.

17. Kaddafi, altın destekli dinarla petrol ticaretini değiştirmek istedi. Altın dinarla Afrika ülkeleri alış verişe başlayacaktı. Bu, Batı’nın petrol ve iktisadi tekelini tehdit etti, onu hedef yaptı.

18. Türkiye'nin Kıbrıs'a yaptığı çıkarma sırasında bazı ülkeler Türkiye'ye silah ambargosu uyguladı. Bu dönemde Kaddafi, Libya'dan Türkiye'ye gizlice akaryakıt ve mühimmat göndererek destek verdi ve ambargoyu deldi.

Hatta Libya'dan gelen bu yardımların Kıbrıs çıkarmasına önemli katkı sağladığı bilinir.
Keza ABD ve Batı'nın Türkiye'ye uyguladığı ambargo sırasında Kaddafi'nin desteği Türkiye için yaşamsal öneme sahipti.

19. TSK, eğitimi almış olan Kaddafi aynı zamanda Atatürk hayranı idi. Ülkesinde yaptıklarını Atatürk devriminden esinlenerek yaptı.

20. Ortadoğu'da yaşanacaklar konusunda Kaddafi, tüm başkanlarını uyarmıştı
"Sıra her birinize gelecek, sizin için gelecekler. Saddam'a olanlar sizi de bekliyor." Bu sözleri duyan Arap liderler güldü!

21. Sömürge olmuş yoksul ülkelerdeki şirketlere ve oradan gelen işçilere yüksek ücretlere çalışma olanakları sağladı. Böylece o ülkelere destek sağlamış oldu.

22. Ülkesine dışarıdan sokulan Selefi, Vahabi, El Nusra, El Kaide gibi Batı güdümlü dincilerin çıkardığı isyan ve NATO saldırılarıyla acımızsa katledildi...

Hiçbirşey Bulunamadı!

Üzgünüz, ancak {{search_query}} arama sorgunuz için veritabanımızda hiçbir şey bulamadık. Lütfen başka anahtar kelimeler yazarak tekrar deneyin.